İlkbaharın gelmesiyle birlikte alerjik hastalıklarda genelde bir artma eğilimi gözlenir. Bunlar içinde halk arasındaki deyimleriyle saman nezlesi, alerjik nezle, bahar nezlesi gibi isimlerle adlandırılan; tıptaki adıyla alerjik rinit denilen hastalık en sık gözlenenidir. Genelde bitkilerin üreme mevsimi olan ilkbaharda polen yapımı oldukça fazladır. Artan bu polenler insanlarda alerjik nezleye neden olur. Hastalığa bahar nezlesi denmesinin nedeni de işte bundan dolayıdır.



Bahar Nezlesinin en önemli nedeni ağaç, çiçek, çayır, tahıl ve otların polen denilen erkek üreme tozlarıdır. Bu tozlar rüzgârlarla bazen 500 km uzağa kadar bile taşınabilirler. Çayır, çiçek, tahıl, ağaç ve yabani otlar en önemli polen kaynaklarıdır. Ağaç ve çiçek polenleri Şubat-Nisan, tahıl, çayır polenleri Mayıs-Temmuz, yabani ot polenleri ise en çok Ağustos-Ekim aylarında yayılma gösterir. Ayrıca bazı mantar cinsleri de sporları vasıtasıyla polen gibi tesir ederek alerjik nezleye neden olabilirler.



Bahar nezlesi; çocuklarda 4- 5 yaş dolaylarında başlar, 12- 15 yaş dolaylarında görülme sıklığı en yüksek düzeye ulaşır. Polenle karşılaşan her çocukta alerjik nezle görülmez. Doğuştan genetik olarak alerjiye yatkınlığı olan çocuklarda (Atopik bünye) alerjik nezle görülme olasılığı çok daha yüksektir. Toplumdaki her 5 çocuktan birinde alerjiye yatkınlık vardır.



Her çocuğun duyarlı olduğu bitki türü farklı olabilir. Polenle ilk karşılaşma genelde hastalığa neden olmayabilir. Tekrarlayan karşılaşmalar önemlidir. Hastalık genelde polen mevsiminin başlangıcından 1- 2 hafta sonra başlar ve polen mevsiminin bitişinden 1- 2 hafta sonra sonlanır. Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ayları alerjik nezlenin en sık görüldüğü aylardır.



Bahar aylarındaki bu bitki polenleri ayrıca halk arasında kurdeşen denilen; deriden kabarık, kenarları kızarık, ortası soluk kaşıntılı deri lezyonlarına da neden olabilir. Bunun tıp dilindeki adı ürtiker plaklarıdır. Yine böcek ısırması ve böcek sokmaları da buna benzer deri lezyonlarına neden olabilir. Hava yolu ile taşınarak çocukların burun hücrelerine gelen polenlere karşı burun hücreleri kimyasal bir silah olan Histamin adı verilen maddeyi üretir. Bu madde burun hücrelerinin geçirgenliğini bozar ve burun damarlarını genişletir. Genişleyen ve geçirgenliği artan bu damarlardan dışarı sıvı sızar. Sızan bu sıvı burun içinde kaşıntıya ve şişkinliğe neden olarak burundan nefes almayı zorlaştırır.



Alerjik nezle çoğunlukla şu belirtilerle seyreder;



• Hapşırık (Günde birkaç kez yarım saatlik periyotlarla seyreder)


• Burunda, dudakta, damakta ve boğazda kaşıntı


• Burun tıkanıklığı


• Su gibi berrak bir burun akıntısı


• Bazen de bir burun kanaması


• Boğaz temizleme isteği


• Öksürük (Günde birkaç kez yarım saatlik periyotlarla seyreder, balgamsız kuru, gıcık şeklinde bir öksürük nöbeti vardır)


• Gözlerde kızarıklık, kaşıntı ve sulanma


• Gözaltında morluk


• Baş ağrısı, yüz ağrısı


• Nezle hali


• Ağızdan soluma


• Tat ve koku alma duyularında bozukluk


• Sıkıntılı bir yüz görünümü


• Yorgunluk, algılama güçlüğü, uyku bozukluğu


• Uzun süreli tekrarlayan atakları olan çocuklarda üst damakta çukurlaşma


• Uzun süreli tekrarlayan atakları olan çocuklarda diş gelişiminde bozulma



Alerjik problemi olan çocuklarda şu önlemler alınmalıdır;



• Çocuğun bulunduğu ortamda, odada hatta tüm evde kesinlikle sigara içilmemeli


• Alerjik çocuklar; yünden iç çamaşırı, yünlü ve tüylü giysiler giymemeli, Merserize, pamuk ya da sentetik giysiler tercih edilmeli


• Polenler bahar aylarında özellikle sabah saat 05-10 arasında en yoğun olur. Alerjik problemi olan çocuklar bu saatlerde mümkünse sokağa çıkarılmamalı, çıkacaksa da maske ile çıkarılmalı


• Alerjik çocuklar sokağa çıkarken mutlaka şapka ve gözlükle çıkmalı ve gözlükler her gün akan suda yıkanmalı


• Alerjik çocuklar polen mevsimi olarak adlandırılan çiçek açma mevsiminde çiçeklerden, ağaçlardan, otlardan uzak durmalı,


• Polenlerin yoğun olduğu ilkbahar aylarında her gün yeni giysi giyip, akşamları giysilerini yatak odasının dışında çıkarmalı,


• Polenlerin yoğun olduğu bahar aylarında mümkün olduğunca pencereler kapalı tutulmalı. Özellikle polenlerin en çok olduğu ve uçuşmaya başladığı sabahın erken saatlerinde buna dikkat edilmeli


• Yine bahar aylarında akşam yatmadan önce polenlerden temizlenmek için banyo yapmalı


• Hava kirliliğinin yoğun olduğu dönemlerde pencereler açılmamalı


• Bahar aylarında sokağa çıkarken Alerjik çocukların burun dış kısmına ve göz kenarlarına vazelin sürülmeli. Polenler buralara yapışarak buruna ve gözlere daha az girerler.


• Alerjik çocukların giysileri açık havada kurutulmamalı. Giysileri bol su ile yıkanmalı, iki kez durulanmalı, mümkünse kurutma makinesinde ya da kapalı ortamda kurutulmalı


• Çocuğun bulunduğu oda da özellikle yatak odasında bitki ve çiçek bulundurulmamalı


• Alerjik çocukların bulunduğu odadaki klima; odadaki havayı temizleyen, dışarıdan hava almayan özel bir klima olmalı ve klimanın filtreleri sık sık temizlenmeli


• Alerjik çocukların bulundukları odada polen filtreleri kullanılmalı ve bu filtreler sık sık temizlenmeli


• Alerjik çocukların bulundukları odanın sıcaklığı 20-22 derece, nemi %45-50 arasında olmalı. Kuru ve sıcak hava alerjik belirtilerin daha da ağırlaşmasına neden olur.


• Alerjik çocuklar banyoya ilk girmeli ve kısa sürede yıkanıp çıkmalı


• Evin rutubetsiz olması sağlanmalı. Özellikle zemin katlar ve eski binalar mümkünse yerleşim yeri olarak tercih edilmemeli


• Alerjik çocuklar tozlu, kirli, polenli ortamlarda bulunmamalı. Bulunacaklarsa da maske kullanmalı


• Araba ile yolculuklarda camlar açık tutulmamalı. Hava değişimi için klimadan yararlanılmalı


• Alerjik çocukların tatili için mümkünse deniz kenarları ya da ağaçların ve bitkilerin az olduğu yüksek dağlar tercih edilmeli


• Çocuğun yanında boya, parfüm, deodorant, saç spreyi, kolonya gibi maddeler kullanılmamalı


• Evde boya, badana, yağlı boya yapılacaksa çocuk evden uzaklaştırılmalı, evdeki koku iyice gidinceye kadar en az 3-4 gün çocuk eve sokulmamalı


• Çocuğun bulunduğu odaya çamaşır serilmemeli, odada çamaşır kurutulmamalı


• Odayı nemlendirmek için odada su kaynatılmamalı, sobanın, kaloriferin üzerinde su bulundurulmamalı. Bunlar odadaki nemi arttırarak mantar sporlarının üremesine yol açar, bu mantar sporları da çocukta alerjiye neden olabilir


• Evde bulunan böcekler özellikle hamam böcekleri alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Çocuğun evde olmadığı zamanlarda ev sık sık ilaçlanmalı


• Çocuğa gereksiz ilaç kullanılmamalı, boyalı katkı maddeli ilaçlardan sakınılmalı. Ateş düşürücü olarak aspirin kullanılmamalı


• Isınmak için borulu sobalar ve kalorifer tercih edilmeli, borusuz gaz sobası ve tüplü sobalar kullanılmamalı


• Toz tutan her şey yatak odasından hatta tüm evden çıkartılmalı. Çıkartılamayan ve toz tutan tüm eşyalar için anti alerjik spreyler kullanılmalı. Yatak odasında kitaplık olmamalı, yerde halı, kilim bulundurulmamalı, gömme dolaplarda battaniye, kürk, kazak, şapka gibi yünlü şeyler depolanmamalı, dolap kapakları sürekli kapalı tutulmalı


• Yatak odası hatta tüm evde her türlü oda spreyi, naftalin gibi kokulu maddeler bulundurulmamalı


• Çocuğun yatak odası her gün elektrik süpürgesi ile temizlenmeli ve tozları nemli bir bezle alınmalı


• Çocuğun yattığı yatağın alt kısmı ince yaylardan ve üst kısmı süngerden olmalı. Kullandığı yorgan, yastık; elyaf, pamuk ya da sentetik ürünlerden olmalı.


• Yorgan, yastık ve yatak kılıfları %100 pamuktan ya da elyaftan olmalı, örtülerin ağzı fermuarla kapatılabilir olmalı, kolay yıkanabilir olmalı. Tüylü ve yünlü battaniyeler asla kullanılmamalı.


• Tüm yorgan, yastık, yatak kılıfları her hafta değiştirilmeli, 60 derecenin üstünde sıcak suyla yıkanmalı ve sonra da ütülenmeli. Toz deterjan yerine sıvı deterjan hatta sabun tozu tercih edilmeli. Kokulu yumuşatıcılar ve temizleyiciler asla kullanılmamalı, eşyalar bol su ile durulanmalı,


• Güneşli günlerde yorgan, yastık gibi eşyalar ve kılıfları dışarı çıkartılmalı, havalandırılmalı ve silkelenmeli, mümkünse güneşe serilmeli, havadar ortamlarda toz ve küften uzaklaştırılmalı


• Yatak odası hatta tüm ev sık sık havalandırılmalı


• Evdeki tüm perdeler hafif ve kolay yıkanabilir kumaşlardan olmalı, stor perdeler tercih edilmeli


• Sandalyeler, koltuklar ; kumaş yerine deri ya da sentetik deri ile kaplanmış olmalı


• Çocuğun oyuncakları tahta, metal ya da plastikten olmalı. İçi doldurulmuş oyuncaklar asla alerjik çocuklara verilmemeli. Oyuncaklar kolay yıkanabilir olmalı.


• Kalorifer ve tüm hava boşlukları elektrikli süpürge ile temizlenmeli


• Evde hayvan barındırılmamalı. Özellikle kedi,köpek,kuş gibi tüy döken hayvanlar asla eve sokulmamalı. Yalnızca akvaryumda balık, kaplumbağa gibi hayvanlara izin verilebilir.


• Eşyalar açık raflar yerine kapalı dolaplarda muhafaza edilmeli


• Yatak odası hatta tüm evdeki taban; ahşap, taş, marley ya da muşamba ile kaplı olmalı


• Çikolata, gofret, boyalı sakız, jelibon, cips, kola, gazoz, oralet, kakaolu yiyecekler, hazır meyve suları, tüm hazır gıdalar, leblebi dışındaki tüm çerezler, sucuk, salam, sosis, ketçap, mayonez gibi yiyecekler, incir, kivi, çilek, muz, ananas gibi meyveler alerjiyi arttırabilirler. Mümkün olduğunca uzak durulmalı


• Üzüntü, stres, korku, endişe, heyecan, derslerde başarısızlık gibi durumlar alerji tetikleyebilir, mümkün olduğunca uzak durulmalı


• Nezle, grip, soğuk algınlığı gibi enfeksiyonlar alerjiyi artırabilir. Mümkün olduğunca korunmalı, hastalık başlayınca da erkenden tedavi ettirilmeli


Aldığınız bu önlemler çocuğunuzun daha az sıklıkta hasta olmasını sağlar, hastalık daha hafif seyreder ve daha kısa sürer. Sonuçta çocuğunuz daha az ilaç kullanır.


Tedavide temel prensip alerjik nezleye neden olan maddenin ya da maddelerin bulunmasıdır. Bunun için aile iyi bir gözlemci olmalı. Hangi ortama girildiğinde ya da hangi madde ile karşılaşıldığında çocukta alerji geliştiğini saptamaya çalışmalıdır. Bu gözlemin sonunda aile herhangi bir ortamdan ya da maddeden şüphelendi ise çocuk o ortamdan uzaklaştırılmalı ya da çocuğun o madde ile teması engellenmelidir.
Duyarlı maddenin aile tarafından saptanması her zaman kolay olmayabilir. Böyle durumlarda alerji ünitelerinde uygulanan deri testleri ile bu madde ya da maddeler saptanabilir.


Sık alerjik nezle problemi olan çocuklara polen mevsiminde doktor kontrolünde ilaç tedavisi uygulanabilir. İlaç tedavisine alerji mevsiminden önce başlanmalı ve tüm alerji mevsimi boyunca (En az 3-6 ay) ilaç tedavisi sürdürülmelidir. Çocuklarda ilaç tedavisinde; doktor kontrolünde ağızdan alınan uyku vermeyen yeni kuşak antihistaminikler, burundan uygulanan antihistaminikler ve kortizonlu burun spreyleri kullanılabilir


Alerjiyle temas önlenemiyor ve ilaç tedavisi ile de sonuç alınamıyorsa ; alerji ünitelerinde duyarlılığın azaltılması için halk arasında aşı tedavisi denilen (Alerjen İmmünuterapi) duyarsızlaştırma tedavisi gibi tedavi yöntemleri de uygulanabilir.


Alerji testleri ve aşılar her alerji durumunda ve her hastaya hemen uygulanabilecek yöntemler değildir. Özellikle 5 yaş altı çocuklarda bu testler çok doğru sonuçlar vermeyebilir. Test ve aşı ile hemen düzeleceğinizi zannetmeyiniz. Bunlar da bir tedavi şeklidir ve bu tedavi şeklide uzun bir zamana ihtiyaç gösterir.



ALERJENLERDEN KORUNMA BİRİNCİ ÖNCELİĞİNİZ OLMALIDIR.



Bahar nezlesi çok ağır bir hastalık değildir ancak çocuğun yaşam kalitesini bozarak onu olumsuz etkiler. Uyku kalitesini bozar, iştahı olumsuz etkiler, ders başarısını düşürür. Aile, okul ve arkadaş ilişkilerini bozar. Çocuğu huysuz,huzursuz ve başarısız yapar.



Bahar nezlesi deyip geçilmemeli, olay hafife alınmamalı. Tedavi edilmediğinde alerjik nezle, sık üst solunum yolu enfeksiyonu, tekrarlayan orta kulak iltihabı, işitme kaybı, sinüzit, zatürre, bronşit ve astım gibi daha ileri hastalıklara neden olabilir. Bu nedenle erken tanı konulup, ivedilikle tedaviye geçilmelidir.



Başarı Dileklerimle



Dr. Yılmaz BAY


Önceki DOKTOR KÖŞESİ Yazıları