Günümüzde sağlıklı kiloda olmak yerini medyanın ve toplumun dayattığı zayıf insan güzeldir baskısı ile olabildiğince zayıf olmak isteğine bırakmıştır.Bu durum maalesef gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlarda sağlıksız bireylerin sayısını her geçen gün arttırmaktadır .Zaten günümüzün tarım politikaları ,çevre kirliliği ,kaliteli gıdaya zor ulaşılması bizlerin sağlığını tehdit etmekte iken buna bir de her sene bir yenisi moda olan diyetler ve ehil ellerde satılmayan bir takım sağlıksız zayıflama ürünleri de eklendiğinde çağımız insanının içerisinde bulunduğu tehlike büyümektedir.





Peki biz birey olarak tüm bunlarla nasıl başa çıkabiliriz?Bu soru ise hiç kuşkusuz hepimizin cevabını bulmaya çalıştığı asıl konu olarak karşımıza çıkmaktadır.Gerçekten yapabileceğimiz bir şey var mı?Yaşam şeklimiz ve beslenme düzenimizde yapacağımız bir takım değişiklikler ile ve tüm bu değişiklikleri yaşam şeklimiz haline getirerek sağlıklı kiloya ulaşmak ,güzel görünmek ve en önemlisi de uzun ve sağlıklı bir hayat sürmek büyük ölçüde mümkün.Nasıl mı?Alkali beslenerek.Peki nedir bu alkali beslenme?





Vücudumuz hafif alkali olmak üzere programlanmıştır.Kanımızın PH ‘sı 7.3-7.4 civarındadır.Biyokimyamız bu dengeyi devam ettirmek üzerine kuruludur.Hayati işlevlerimizi yerine getirirken yani enerji üretirken son ürünler asitlerdir.Vücudumuz bu asitleri ter,idrar,solunum sistemi,boşaltım sistemi,lenfatik sistem ile uzaklaştırır ;ya da yağlar içerisinde paketleyerek zararsızlaştırmaya çalışır .Bünyemiz bu asitlerin bir kısmını uzaklaştırmak ,uzaklaştıramaz ise zararsızlaştırmak için asitleri paketleme potansiyeline sahiptir.





Ancak yaşımız ilerlediğinde ,gıdalar ile asit alımı arttığında ,çevresel kirliliğe maruz kaldığımızda ,kötü beslendiğimizde asitlenme artar ve vücudumuz bu asitleri uzaklaştıramadığında hücresel düzeyde hasarlanmalar ,inflamasyon başlar.Bu da maalesef kilo alımı ,insülin direnci,tip 2 diyabet,kalp damar rahatsızlıkları ,osteoporoz,kanser ve daha pek çok rahatsızlıklara zemin oluşturur.Cildimiz bozulmakta,akneler ortaya çıkmakta ,cansız bir görüntü oluşmakta ,kırışıklıklar ortaya çıkmakta yani artan asitlenme ile cilt yaşlanması da hızlanmaktadır. Asitlenme hücresel düzeyde zarar verdiği için vücudumuzun pek çok işlevi bundan olumsuz etkilenmektedir.





Bundan korunmak ,vücudumuzdaki asitleri uzaklaştırabilmek için öğünlerimizin maksimum dörtte birini asitlerden ,kalan dörtte üçlük kısmını ise alkali besinlerden oluşturmalıyız.Daha asidik olan inek sütü ve ürünleri yerine keçi sütü ve ürünleri tüketerek ;kahve yerine yeşil çay içerek ,beyaz un,şeker ve rafine ürünlerden uzak durarak , olabildiğince bol çiğ sebze ve meyve tüketerek ve günlük su ihtiyacımızı alkali sulardan karşılayarak sağlıklı ve alkali kalmayı başarabiliriz.Antioksidanlar dediğimiz asit uzaklaştırıcılar olan ;omega3,resveratrol,c vitamini ve benzeri takviyeleri günlük beslenme rejimimize ekleyerek vücudumuzun asitleri uzaklaştırma potansiyelini arttırabiliriz.





Beslenmemizde 3-2-1 kuralına uygun öğünler oluşturmalıyız.En bol yiyecek tükettiğimiz öğünümüz sabah kahvaltımız,gittikçe azalan öğünlerimiz ise sırası ile öğlen ve akşam yemeklerimiz olmalıdır. Akşam yemekleri geç saatlere kaldığında vücudumuzun bu besinleri enerji olarak kullanmaya vakti kalmadığından ,insülin hormonu bunları yağ olarak depolar.Çünkü sağlıklı bir uyku için gerekli olan melatoninin salgılanması için kanımızdaki şekerin insülin tarafından uzaklaştırılmış olması gerekmektedir. Yemeği çok kaçırdığımız günleri takip eden günlerde haftanın iki akşam öğününü atlayarak da kilomuzda bir denge yakalayabiliriz.






Alkali beslenmek bilindik diyetlerin aksine aç kalma hali ya da ondan bir kibrit kutusu bundan 100 gram yemek değil tam bir denge halinde beslenmektir.Bize zararlı olabilecek yiyecekler yediğimizde bunların en az üç katı kadar alkali gıda tüketerek bu dengeyi yakalamamız mümkün olmaktadır.Kısacası öğünlerimizin dörtte biri asitli yiyeceklerden oluşuyor ise kalan dörtte üçlük kısmı alkali yiyeceklerle dengelenmektedir.





Alkali olmayı ne denli başarabildiğimizi ise basit Ph ölçer çubuklar ile idrar Ph mızı takip ederek anlayabiliriz.İdrarımızın kabul edilen sağlıklı Ph aralığı 4,5 ila 8,0 dir.Ancak bu Ph yı 7 ve üzerine çekmeyi başarabildiğimizde vücudumuzu. asit yükünden kurtulduğunu anlayabiliriz.Yani alkali kalmayı başarmış oluruz.





İyi beslenerek ,kaliteli alkali su tüketerek,doğru nefes alarak ,bizi asitlendirmeyen doğru egzersizleri yaparak ;yoga,plates gibi; sağlıklı ve formda kalabiliriz.





Hepinize alkali ve sağlıklı bir yaşam diliyorum.

Önceki BİZDEN GELENLER Yazıları