Avan-zâde Mehmed Süleyman 1871’de İstanbul’da doğmuş 1922’de İstanbul’da vefat etmiştir. Beşiktaş Askeri Rüştiyesi ve Darülfünun Tıp Fakültesi Eczacı Mektebinde okumuştur. Haydarpaşa Askeri Tatbikat Mektebinde Fransızca ve Fizik derslerinde muallim muavini olarak görev yapmıştır. 1902’de yönettiği ‘’Musavver Terakki’’ dergisinin Rus-Japon savaşıyla ilgili yayını Rusya'nın tepkisini çekince, 1903'te Kudüs'e sürülmüştür. 1907'de kaçarak Mısıra gitmiş ve Kahire'de eczane açmıştır. Avanzâde, 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanıyla İstanbul'a dönmüş ve yüzbaşı rütbesiyle Sıhhiye-i Askeriye Tercüme ve İstatistik Kısmı'na memur olarak atanmıştır.



Musavver Terakkî, Malumat, İkdam, Sabah, Tanin, Tercümân-ı Hakîkat gibi çeşitli gazete ve dergilerde çalışmıştır.



Kişisel hayatı ve eserleri hakkında pek fazla çalışma bulunmayan Avanzâde Eserlerinin ön sözleri incelendiğinde hayatına dair bilgilere rastlamak mümkündür. Eczacılara Mahsus Muhtıra (1329/1910) isimli tercümesinin “İfâde-i Mahsûsa” başlıklı ön sözüne “muhterem meslektaşlarıma” şeklinde bir hitap ile başlaması onun bir eczacı olduğunu göstermektedir. Hayatını mesleğine, vatanına, vatanın gençlerine ve ebeveynlerine hizmete adamış, çok kimlikli bir şahsiyet olduğunu söylemek mümkündür.



Derlemeci, tarihçi, edebiyat tarihçisi, eczacı, müellif, mütercim, gazeteci vb. birçok kimliğe sahip olan Avan-zâde‟nin iki yüz’ün üzerinde eseri bulunmaktadır.



Yazarın oğlu Halit Avan, 1948’de yayınlanan bir ansiklopedide babası hakkında şu tesbiti yapmaktadır;



‘’Yaşadığı devrin bâtıl itikatlar ve köhne gelenekler içinde hapsolan sağlık ve sıhhat hakkındaki yanlış anlaşılmalara karşı onun bu alandaki yayınlarının müsbet rolü pek açıktır. Halka faydalı olmak ve her alanda onu yükseltmek ve muasır müsbet bilimin ışığında toplumu aydınlatmak gibi büyük bir ideal taşıyan Avanzade Mehmet Süleyman, bu idealini geniş bir okuyucu kitlesi üzerinde tatbik etmeye muvaffak olan bahtiyar yazarlarımızdan biridir.’’



Dönemin yazarları onun hakkında “Sebepsiz veya amaçsız bir tercümesi yoktur. En büyük amacı, vatanına, vatandaşlarına ve meslekdaşlarına hizmet etmektir” gibi sitayişkâr sözler sarf etmekte (örneğin “Meşrutiyet Dönemi’nde Çok Kimlikli bir Mütercim”, s. 61), bu suretle de yazarın Ahmet Midhat Efendi gibi bir girişimci ve iş adamı değil, sadece ve sadece vatansever bir idealist olduğunu imâ etmektedir. Yine Beyhan Kanter “Meşrutiyet Döneminde Kadın Hakları Savunuculuğunda Gelenekçi bir Yazar: Avanzade Mehmet Süleyman” tanımlaması yapmıştır.



Avanzade’nin Sağlık ve Eczacılık konusunda;



‘’Alman Usûlü Âile Eczanesi; Eczacılara Mahsûs Muhtıra; Esrâr-ı Haml ve Tenâsül: Kız mı Oğlan mı?; Gözlerdeki Esrar ve Göz Hıfzı’s-Sıhhası; İdrar Tahlili; İspanyol Nez-lesi; Kadın Hastalıklarından Seyelân-ı Ebyâz; Kız mı Oğlan mı?; Kuvvet İlacları; Kuvvet Yemekleri ve Kuvvet İlacları; Meme Hıfzı’s-Sıhhası; Mesâil-i Hafiyye-i Sıhhiyyeden: Kız mı, Oğlan mı?; Mide Hastalıkları; Muhafaza-i Sıhhat: Mekteb-i Asır, Rüşdiye Kısmı; Semirmek Usûlleri ve Zayıflamak Çareleri; Sıhhat Mutfağı; Sıhhat, Kuvvet ve Melahât Nokta-i Nazarından Ne Yemeli ve Nasıl Ya- şamalı; Sinir Hastalıkları; Tifüs veya Lekeli Humma; Uyuz Hastalığı ve Kolayca Tedavi Çareleri; Kızlara ve Hanımlara Jimnastik’’ isimli eserleri bulunmaktadır.






Avanzâde’nin son yıllarına ait bir kartvizitin ön yüzünde:



“Avanzâde M. Süleyman / Haftalık musavver (Aile Tabibi) gazetesi /
sahib-i imtiyaz ve ser-muharriri”.



Arka yüzünde ise oğlunun iç burkan bir notu var:



“Babamın tarih-i vefâtı: 12 Teşrin-i Evvel [1]338 Perşembe [12 Ekim 1922 Perşembe] günü yatsı ezanıyla beraber saat 8:15’de ailesi âgûşunda sefâlet ve perîşânî içinde terk-i hayat eyledi.



O gün mektepten avdetimde elini, yüzünü öpmüş, son defa oturarak konuşmuştum. Son dakikalarını yaşarken bile yüzünde, gözünde, tavrında bir hilm ve melâhat, bir şefkat, memâta karşı lâkaydâne bir teslimiyet vardı. Babacığım, senin her zaman nâmını yükseltmek için çalışacağım.
Rûhun şâd olsun... A. Hâlid.”





Yaklaşık olarak bundan 100 yıl önce, o dönemin koşullarında yaşamış ve 51 yaş gibi kısacık bir ömüre iki yüzden fazla eser sığdırmış; En büyük amacı, vatanına, vatandaşlarına ve meslekdaşlarına hizmet etmek olan bu sıradışı vatansever büyüğümüzün anısı önünde saygı ile eğiliyorum…



Bendeniz ise … ne yazık ki… 50’ li yaşların sonuna gelirken Majistral Makaleler II isimli üçüncü kitabımın baskıdan çıktığını utanarak haber vermek istedim… Bağışlayın…



27/10/2017 Ahmet Nezihi Pekcan


Önceki MAJİSTRAL FORMÜL Yazıları