"Manuel Terapi " terimi içersinde tamamen çıplak ellerle yapılan ve omurga rahatsızlıkları artı onların bağlı olduğu iç organların omurilik ve beyin ile ilgili neredeyse tüm hastalıklara etki eden bir tedavi yöntemidir.






Manuel Tıp'ta modern ortapedi, nöroloji ve nöro fizyolojinin tüm bilgileri konsantre hale getirilmiştir, bu yüzden tüm uzmanlar için çekici hale gelmektedir.






Tüm branşlar gibi Manuel terapi de kendine ait anatomik yapılar vardır, bunlar:
Omurga, diskler,eklem bağları, kaslar ve sinirlerdir.






Manuel tıp batıda geniş destekçi kitleleri bulmuş ve etkinliği hiçbir şekilde tartışılmamaktadır. Bunun en iyi kanıtlarından bir tanesi tüm sigorta şirketleri tarafından ödeniyor olmasıdır.






Bilimsel bir metod olan Maneul tıp iki bölümde oluşuyor :






Manuel diagnoz (teşhis) Manuel terapi (tedavi) Manuel diagnoz insan bedeninde bulunan herhangi bir eklemin normal fizyolojik hareketinin bir açısında pasif olarak sınırlandırmasını bulan ve ortaya çıkaran bir yaklaşım, buna literatürde 'eklemin fonksiyonel blokajı'deniliyor, batı literatüründe 'articular disfunction'.






Manuel tedavi de ise; çok iyi belirlenmiş miktar, şiddet, yön bakımından net tarif edilmiş mekanik hareketler ile sınırlanmış olan eklem karakterini yeniden yerine getirme işlemi. Teknik olarak bunlar manipülasyon, mobilizasyon, traksiyon, reaksiyon gibi teknikler olarak anılıyor.






Fonksiyonel blokaj nedenlerine baktığımızda;






- omurgaların değişik katmanların yanlış kinematik yüklenmeleri. Örneğin hızlı doğumlar, kronik tekrarlayan travmalar, yanlış pozisyon da çalışmak zorunda kalmak, iç organlardan gelen ağrı uyarıları v.b






- omurga sütununun biomekanik bozuklukları (düz tabanlık, her iki bacak arasında uzunluk farkı v.b)






- pelvis bölgesinde (çanak) pekçok mekanik düzensizlikler






- çene eklemi rahatsızlıkları v.b






Uzun vadede fonksiyonel blokajların sebep olduğu sorunlara bakılacak olursa ;






- facet eklemi olarak tabir edilen her iki omurga arasında bulunan sağlı sollu eklemlerde distrofik değişiklikler başlar, ileri dönemde skleroza gitmektedirler yani halk arasında bilinen şekli ile kireçlenme.






- kafa tepesinden ayaklara doğru var olan aksiyel yüklerin (yani yerçekimi) değişimi sonucu omurga arasında bulunan kıkırdaktan oluşan disklerde dehidratasyon yani bilinen şekli ile sıvı miktarının kaybolması ve kuruma meydana gelmesi.






- aksiyel kuvvetlerinin uygunsuz dağılımı neticesinde meydana gelen yanlış yüklenmeler eninde sonunda disklerin değişik derecede herniasyonuna yani fıtıklaşmalarına sebep olur.






- bölgede bulunan sinirlerin hassaslaşması (sinovertebral nerv) neticesinde dolaşım hem atardamar hem de toplar damarlarda bozulacak zedelenme seviyesinde çıkan sinirlerde hasar daha da ilerleyecektir.






Fonksiyonel blokaj tedavisinde uygulanan manuel tedavide ağrının azalmasında etkili olan topikal analjeziklerin kullanılması hasta uyumunu artırır.






Dünya sağlık örgütünün (WHO) verilerine göre gezegenimizin %80'i spondilogen hastalıklarla tanışmaktadır. Yani omurga ve periferdeki eklemlerle (üsste kol, altta bacak) ilgili sorunlar yaşamaktadır.






Günümüzde uygulanan yöntemlerle periyodik iyileşmeler elde ediliyor, beyin cerrahisinden alınan bilgilere göre ameliyat sonrası sakatlıkların yüzdesi yüksek, Gençler'de 25-45 aş arası yersiz yapılan ameliyatlar sık görülmektedir .






Özellikle 1970'li yıllardan sonra osteokondroz (kireçlenmeler) çok farklı klinik tablolarla ortaya çıkabilmektedir. Bugün ortapedi, nöroloji ve nöroşirurji arasında bu vakalar sıkışıp kalmaktadır. Buna cevap veren yeni tanıştığımız fakat geçmişi yüzyıllara dayanan yeni bir dal MANUEL TERAPi.






Uluslararası Manuel terapi Cemiyeti'e üye olan ülke sayısı 32, bunlar Avrupa ve Amerika kıtalarında olan gelişmiş ülkelerdir.






Türkiye'miz 2008 yılında FİMM olarak adlandırılan organizasyona üye olmuştur. Türkiye Manuel terapi derneği üzerinden özellikle FİMM müfredatına göre iki yıldır doktorlara temel Manuel terapi eğitimi vermektedir.

Önceki DOKTOR KÖŞESİ Yazıları