Mevsim bahar olunca herkesi kışın alınan fazla kilolardan kurtulma telaşı alıyor, haliyle. Kışın kalın giysilerin altında pek belli olmayan fazla kilolar, incelen kıyafetler ile ortaya çıkıyor. Bu bakımdan “Zayıflama Ürünleri Endüstrisi” günümüzde dev bir ticari hacme uğramış durumda. Zayıflama diyetleri, zayıflama çayları, zayıflama hapları, zayıflama egzersizleri, vd. Dolaylı olarak da yeni uzmanlık alanları ortaya çıktı; zayıflama hekimi, zayıflama diyetisyeni, zayıflama spor hocası, zayıflama koçu, vd. Muayenehanelerde uzun randevu kuyrukları.
Geçen yazımda bir süredir bu alanda yüksek talep gören Gojiberry Efsanesi ile ilgili bilimsel bulguları değerlendirmiş, sevgili Nursun’un gönderdiği Gojiberry ürünleri üzerinde yaptığımız incelemelerin sonuçlarını aktarmıştım. Bu defa başka bir ürün gönderdi. Bu da piyasada yüksek talep gören bir efervesan tablet. İçeriğine baktığımda; Goji ekstresi, yeşil çay, guarana gibi hemen artık her zayıflama ya da form ürününde bulunan bildik bileşenler yer alıyor. Yani diğerlerinden pek farkı yok gibi. Ancak altta “deniz kabukluları taşıdığından alerjisi olanlar kullanmasın” uyarısı dikkatimi çekiyor. Gojiberry, yeşil çay, guarana hepsi bitkisel, deniz kabuklusu nerede diye incelerken “Asit düzenleyiciler” faslı altında “Kito kompleksi; chitosan”. Peki nedir, bu çitosan.
Chitosan yengeç, karides gibi kabuklu deniz hayvanlarının sert kabuklarından elde edilen insan bağırsağında sindirilemeyen polisakarit yapısında kitin’in deasetilasyonu suretiyle elde edilen bir ürün. Adından da anlaşılacağı üzere Japonlar tarafından geliştirilen bir ürün (not: -san isimlerin sonuna getirilen bey, efendi anlamından bir kibar son ek; “Erdem-san” gibi). Sıçanlarda chitosan hepatik kolesterolü azaltırken, safra asidi ve yağ atılımını artırdığı gözlemlenmiş. Ancak insanlarda farklı bir etki gösteriyor; dışkı ile steroit atılımını sağlarken yağ atılımını sağlamıyor; yani yağ emilimini engelleyici bir etkisi var. Muhtemel nedeni, negatif yüklü lipit moleküllerinin chitosanın pozitif yüklü tersiyer anyon gruplarına kuvvetle bağlanması nedeniyle emiliminin azalması olabileceği düşünülüyor. Chitosanın kilo vermede etkili olabileceğini gösteren tatmin edici klinik çalışma bulunmuyor. Yürütülen 14 klinik çalışmanın sonuçlarının değerlendirildiği meta-analiz çalışmalarında belirgin bir etkinliğin gözlemlenemediği bildiriliyor. Elde edilen sonuçlardan net bir etkinlik sonucu çıkarabilmek mümkün olamıyor. Günde 3-6 gram civarında tüketilmesi durumunda; yüksek kaliteli klinik çalışmalarda ortalama verilen kilo 600 gram ile sınırlı kalırken, daha düşük kaliteli çalışmalarda 2,3 kg’a kadar çıkabiliyor.
Chitosan 1990’ların başında piyasaya zayıflama ürünü olarak sürülmüştü. Ancak, istenilen başarı kazanılamadığından gündemden düşmüştü. Yani ürünün pazarlanması tam bir “deja vu”
Sonuç olarak chitosan yağ emilimini engellemesi bakımından yüksek lipit ve kolesterol hastalarında yararlı olabilir, ancak zayıflama söz konusu olduğunda sağlayabileceği yarar 1-2 kilo kaybı ile sınırlı. Önemli bir uyarı; kabuklu deniz hayvanlarına alerjisi olanların kullanmaması, kabızlık ve gaz şikâyetlerine yol açabileceği, en önemlisi ise ilaçların emilimini engelleyebilme riski. Bilhassa yağda çözünen vitaminlerin (A, E) emilimini engelleyebileceği bildiriliyor.
• Çözünebilen diyet lifi özelliği nedeniyle gastro-intestişnal lümen viskozitesini artırarak sistemin boşalmasını geciktirerek doygunluk hissi yaratabilir.
• Safrada sterollerin atılımını artırarak safra asidi bileşimini değiştirir. Bu suretle yağların emilimi azaltarak lipit ve kolesterol kontrolünde yararlı olabilir.