Kolikum infantum; üç haftadan fazla, haftada en az üç gün, günde üç saati aşan huzursuzluk ve
ağlama nöbetleri olarak tanımlanmıştır. Beslenme ve uyku düzeni ağlamayla bozulur, bebek
huysuzlaşır. Meme arayan bir bebek emmeye başladıktan kısa bir süre sonra ağlayarak emmeyi
bırakabilir ya da tam uykuya dalmışken birkaç dakika sonra uyanarak ağlamaya devam edebilir.
Nöbetler, ciddi olgularda günde 12-15 saate kadar uzayabilmektedir.



Bu sendrom genellikle yaşamın ikinci haftasında başlar, gittikçe şiddetlenerek 4-8. haftalarda en
üst düzeye ulaşır ve yavaş yavaş azalarak üçüncü ayın sonunda kaybolur. Bebeklerin yalnızca %47'
sinde belirtiler üç ay içerisinde kayıp olmaktadır. Yüzde 41' inde altıncı aya kadar, geriye kalan %12'
sinde ise 12.aya kadar sürmektedir .



İnfantil kolik nedenleri olarak



- inek sütü alerjisi,


- laktoz intoleransı,


- intestinal hiperperistaltizm


- gastrointestinal rahatsızlık


- nörohormonal immatürite,


- ailede stres ve anne bebek ilişkisinde bozukluk etkili olan faktörlerdendir .



Bebek emme esnasında, nefes alma ve beslenme koordinasyonu tam olmadığı için, emerken gaz
girişi olmaktadır. Bebek geğirmezse ve gaz çıkışı olmazsa gaz bağırsaklara doğru geçer. Kalın
bağırsak fazla şiştiğinde karın ağrısı tıkayıcı kolon spazmına sebep olur.
Biberonla besleme, yatay pozisyonda besleme ve beslenme sonrası gaz çıkarmama infantil kolik
yaşanmasını artıran sebeplerdir.



İnfantil kolik güncel tedavi yaklaşımıyla genelde sindirim sistemi düz kaslarını etkileyen,
antispazmotik etkisi ve antikolinerjik etkili ilaçlar ile yapılmaktadır. Bunun
dışında sedasyon etkisi olanlar da kullanılmaktadır.



Antik çağda bebek uykusuzluğu bir hastalık olarak görülüyordu. Galen, Avicenna bebek
sedasyonu ,diş çıkartması ve sütten kesmek için afyon bitkisini öneriliyorlardı. Ancak birçok bebek
de toksisite nedeniyle hayatını bu bitkiden dolayı kaybettiği görülmüştür. Buna rağmen bu gelenek
19. Yüzyıla kadar devam etmiş, 1912 Lahey anlaşmasında afyon erişiminin kısıtlamayla bebekler
için afyon kullanımı son bulmuştur(1).



İnfantil kolik için genelde bitkilerin gaz giderici olanları kullanım açısından tercih edilmektedir.
Kolik tedavisinde en çok bitkisel ürünlerin formülasyonuna girenler;
Anason, Dereotu, Kimyon, Nane, Oğulotu, Papatya, Rezene, Zencefil dir. Bitkisel çaylar, hafif
antispazmodik etkileriyle bazı infantlarda günlük kolik süresini azaltmaktadır. Yayınlanan birçok
derlemede de bu çayların uygunsuz ve yanlış kullanımları halinde bebeklerde birçok yan etki
Özellikle kolik ile beraber kabızlık şikayeti olan bebeklere verilen laksatif çayların ciddi ishallere ve
böbrek yetmezliğine neden olduğu bildirilmiştir.



Yapılan bir diğer çalışmada ise içeriğinde sadece rezene ya da papatya bulunan granüle bitkisel çay
preparatları ile simetikonun kolik tedavisindeki etkisi karşılaştırılmış, papatya çayı alan grupta
%66.1, rezene çayı ile %66.7 ve Simetikon damla alan grupta %66.7 bulunmuştur .Yani bitki
çaylarının kullanımı koliğin semptomların giderilmesinde simetikon damlaya göre etkisi arasında
fark bulunmamıştır(2).



Uçucu yağlar



Kolikli bebeğe yapılacak aromaterapi masajı da en çok kullanılan yöntemlerden biridir. Genellikle
uçucu yağın badem yağı içine eklenmesini önerilmektedir. Masaj aynı zaman da anne ile bebek
arasındaki iletişimi de kuvvetlendirir. Masaj için en çok kullanılan uçucu yağlar adaçayı ( halk
arasında elma yağı olarakta bilinir) ,lavanta yağı ve papatya yağıdır. Ayrıca rezene çekirdeği yağı
kullanılabilmektedir. Bu uçucu yağlar analjezik ve/veya spazmolitik etkiye sahiptirler





Uçucu Yağların Bebek ve Çocuklar için Önerilen Dozları (3)



Yenidoğan-6 ay 20 ml’ye 1 damla % 0.25


6 ay- 2 yaş 10 ml’ye 1 damla % 0.5


2-5 yaş 5 ml’ye 1 damla % 1


5-10 yaş 5 ml’ye 1-2 damla % 1-2


10 yaş ↑ 5 ml’ye 1-5 damla % 1-5



Son yıllarda infantil kolikli bebeklerin bağırsak florasında zararlı bakterilerin arttığını gösteren
çalışmaların ortaya çıkmasıyla beraber, infantil koliğin önlenmesin de probiyotiklerde kullanılmaya
başlanmıştır.


İnfantil kolikte ağlamak her ne kadar aileye rahatsızlık verse de yapılan çalışmalarda bebeğin
ağlamasının annenin hormonları üzerine etkili olduğu saptanmıştır. Özellikle prolaktini arttırarak
süt yapımının artmasına neden olmaktadır. Prolaktin aynı zamanda anne ile bebek arasındaki bağı
da kuvvetlendirmektedir(4).


Literatürler


1.J Hum Lact. 2016 Şub; 32 (1): 75-85.


2. Polat Ş.F, İnfantil Kolik Tedavisinde Bitkisel Çaylar ile Simethicone'un
Karşılaştırılması, http://www.millipediatri.org.tr/bildiriler/pp-051.htm(30.05.2015)


3.Buckle S. Aromatherapy and Massage, Paediatric Nursing, 15(6), 24-27 (2003).


4. Newman JD. Neural circuits underlying crying and cry responding in mammals.


Behavioral Brain Resarch, 182, 155-165 (2007).


Önceki ÖĞRENCİ KÖŞESİ Yazıları