Fitoterapi
‘’ Doğanın tek bir dokunuşu tüm dünyayı aile yapar.’’ William Shakespeare
Fitoterapi son zamanlarla sıkça duyduğumuz ve kullandığımız bu terim; bir bilim dalı olup bitkilerle tedavi anlamına gelmektedir.Zengin kimyasal içeriği olan şifalı bitkilerden sağlığımızı korumak,hastalıklardan korunmak ve hastalıkları tedavi etmek amacıyla yararlanma bilimidir.Tıbbi ve aromatik bitkilerden ham veya işlenmiş olarak bazı organları,bitkisel ekstreleri,eksuda,sabit ve ya uçucu yağlar,reçine,zamk…vs.kullanılarak çeşitli formlarda preparatlar hazırlanılarak yararlanılır.
Aslında insanoğlu hastalıkları tedavi etmek ve sağlığı korumak amacıyla çok eski çağlardan beri bitkilerden faydalanmış ve bu birikimlerini günümüze kadar aktarabilmiştir. Geleneksel olarak kullanılan bu bitkilerin araştırılmaları ve bilimsel olarak değerlendirilmeleri ile Fitoterapi daha çok popülarite kazanmış, dolayısıyla tıbbi bitkisel ürünlerin kullanımında tüm dünyada artış söz konusu olmuştur.
Bunun sebeplerini ’’ Kolay erişilebilirlik,ilaç kullanmıyorum psikolojisi,kendi kendini tedavi etme isteği,doğal olduğu için zararlı olamayacağı kanısı …’’gibi sıralayabiliriz. Ancak bitkisel ürünlerin kullanımındaki bu artış beraberinde bir çok problemi de ortaya çıkarmıştır. Özellikle bu tür ürünlerin sağlık konusunda sorumluluk taşımayan bir takım insanların elinde olması ve kötüye kullanılması başlı başına bir problemdir.Bunun yanı sıra yanlış bitki önerilmesi, tağşiş, standardizasyon eksikliği,bitkilerin içindeki etkili bileşenlerinin ,ilaç-bitki etkileşimlerinin ,kontrendikasyonlarının bilinmemesi ….gibi durumlar ciddi boyutta sorun teşkil etmektedir.
Bu konuda başta eczacı hekim olmak üzere tüm sağlık sektöründeki kişilere çok iş düşmektedir.Eczacı ve hekimin fitoterapi konusunda bilinçli ve bilgili olması ,hastanın kendi kendine kulaktan duyma yanlış bitkisel tedavilerine yönelmesinin önüne geçecektir.Bilinçli veya bilgisiz olarak küçümsenmeye çalışılan tıbbi bitkiler ve bitkisel ürünlere sahip çıkmak ,sağlık alanındaki önemini elimizden geldiğince yaymak ve bilgilendirmek, diğer taraftan da yine bu tür ürünlerin Kalite,Güvenilirlik ve Etkinlik olmak üzere tüm analiz ve çalışmalarının takipçisi olmak zorundayız.
Ülkemiz florası tıbbi ve aromatik bitkiler açısından çok zengindir.Özellikle 3.700 civarında kendimize has endemik bitkimizin olması bizim için bir şanstır.Ancak biz ne yazık ki bu potansiyeli doğru ve yeterince kullanamamaktayız. Tıp alanında ,sağlıkta ,dermokozmetik alanlarında faydalanabileceğimiz bu bitkilerin kaliteli tohum olarak kültürünün yapılması,yetiştirilmesi Farmakope ve monograflara uygun olarak drog elde edilmesi için gerekli tüm (kurutma ,saklama, fiziksel kimyasal, mikrobiyolojik testlerin yapılması, her birimin aynı fizyolojik cevabı vermesi için standardizasyonu…) çalışmaların yapılması gerekmektedir. Ülkemiz ilaç sanayisi yeterli bilgi ve teknolojiye sahiptir.Konunun önemi anlaşılmalı ve hak ettiğimiz noktaya varılmalıdır.
Kendi adıma eczanemdeki danışan ve hastalarımıza kaliteli ,güvenli ve etkin ürünleri tedavilerine destek sağlamak ,sağlıklarını korumak amacıyla daha doğrusu Fitoterapiyi etkin kullanmak için yüksek lisansımı Yeditepe Üniversitesi Fitoterapi Bölümü’nde yaptım. Bana bu yolda ışık tutan ,bilgilendiren çok değerli hocalarım Prof.Dr.Erdem Yeşilada, Prof.Dr. Ekrem Sezik, Prof. Dr.Yüksel Kan ‘a ve öğrendiklerimi paylaşabilme olanağını sağlayan Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği’me teşekkürlerimi borç biliyorum.
Saygılarımla
Ecz.Filiz Aktaş Tavşanlı
Pharmaliz Eczanesi